Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi | Mehmet Akif Ersoy Uygulama ve Araştırma Merkezi

“Vefatının 82.Yılında Akif” Konulu Panel Düzenlendi

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi tarafından “Vefatının 82. Yılında Akif” konulu panel düzenlendi. İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü Rektör Prof. Dr. Adem KORKMAZ’ın yaptığı panele Yazar Mehmet Rüyan SOYDAN ve Araştırmacı İbrahim ÖZTÜRKÇÜ de konuşmacı olarak katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan panelin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Adem KORKMAZ, “Akif ismi sadece üniversitemizin isminin çok ötesinde bir olaydır. Ülkemiz coğrafyasında yaşanan tarihsel süreçler bakımından her yönden ortaya konulması, yeniden okunması, yorumlanması bakımından tarihsel, edebi bir şahsiyet olmanın dışında bir Akif ahlakı diyebileceğimiz, hepimizin de daha dikkat etmesi gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Akif alanında çok değerli çalışmalar yapan gizli kahramanlar diyebileceğimiz iki önemli isim de bugün konuğumuz oldular.” ifadelerini kullanarak “Akif’ten alacağımız çok dersler var. Günü birlik olayların içerisinde bulunduğumuz konum ve söylemler gelip geçer. Bugün tartıştığımız bir mesele yarın üzerinde ittifak ettiğimiz bir mesele olabilir. Akif gibi tarihte çok önemli bir misyon edinmiş, sadece yazılarıyla değil kişiliği ve ahlakıyla iz bırakmış bir şahsiyeti anıyor olmak farlı bir dünya içerisinde bir yolculuk sunuyor bize. Akif’in vefatından başlayıp Akif’in ahlakına değinerek bir panel gerçekleştireceğiz. Bu anlamda sözü konuklarımıza bırakıyorum.” dedi.

“Akif’in Ardından Bir Yıl” konulu sunumu yapan Yazar Mehmet Rüyan SOYDAN sözlerine “Akif’i çok sevdiğim için bir takım belgeler elime geçtikçe toparlamaya çalıştım bugün de bu belgelerin bazılarını yanımda getirdim.” diyerek başladı ve Akif’e ait bir saati göstererek “Akif, 27 Aralık 1936 akşam 7:45 sularında aramızdan ayrıldı. Akif öldüğünde gördüğünüz bu saat üzerinde miydi bilmiyorum ama kızı Suat Hanımdan bana intikal etti. O günden bu yana hala çalışıyor. Akif’in bizdeki emanetleri arasında bulunuyor.” dedi.

Akif’in naaşının kaldırılış süreci hakkında da bilgiler aktaran SOYDAN, cenaze törenine Akif’in ailesi ve yakın arkadaşlarının katılmasının dışında bazı önemli şahsiyetlerin de yer aldığını vurgulayarak bunlar arasında Şair Yahya Kemal, Yazar Fazıl Ahmet Aytaç, Prof. Dr. Muhittin Bilgen, Mehmet Akif’in öğrencisi olan Milletvekili ve Yazar Şemsettin Günaltay, Milletvekili Çolak Selahattin Köseoğlu, Deli Fuat Paşa’nın oğlu Büyükelçi Esat Fuat Bey, Tahirül Mevlevi, Hattat Suhud Mevlevi’nin de olduğunu belirtti. Mehmet Akif’in ölümünün yankı uyandırmadığı gibi söylemlerin de doğruyu yansıtmadığına vurgu yapan SOYDAN sözlerine “Akif’in vefatı Türkiye’de büyük bir yankı uyandırmıştır. Akif akşam 7:45 sularında vefat ediyor ve dönemin önemli birçok gazetesinde ertesi gün vefat haberi yayınlanıyor. Ölümünden sonra Akif ile ilgili yazılar yazılmış ve hatta Mısır’ın önemli dergilerinde Akif hakkında bir yazı dizisi hazırlanmıştır. Meslektaşları Türk Baytarlar Birliği tarafından Mehmet Akif Özel Sayısı hazırlamışlardır.“ şeklinde devam ederek Akif’in ölümünden sonra yaşanan süreçler hakkında bilgiler aktardı.

Daha sonra konuşan Araştırmacı İbrahim ÖZTÜKÇÜ ise “Edebiyatımızda Çığlığın Virtüözü Mehmet Akif” konulu sunum yaptı. ÖZTÜRKÇÜ sunumunda “Mehmet Akif’in edebiyattaki yeri özeldir ve onu diğerlerinden ayıran önemli noktalar vardır. Mehmet Akif bir yol takip etmek istemiştir. Edebiyatta yansıma kuralı dediğimiz bir olgu vardır. Bu kuralda yazarın yazılarına kendi duygu ve düşüncelerini katmadan gördüklerini, dönemin olaylarını olduğu gibi anlatması, yansıtması söz konusudur. Akif çok önemli bir dönemde yaşamış bir şahsiyettir. O yüzden kendi yaşadığı döneme kayıtsız kalamamıştır ve natüralizmi benimseyerek toplumun zor durumda olduğu bir dönemde yansıma kuralını natüralizm ile birlikte uygulamıştır. Bunun yanı sıra Akif’in tertemiz bir Türkçesi bulunuyordu. Safahat Akif’in en önemli eseridir, Türkçenin en temiz ve en duru hali de Safahat’ın içinde mevcuttur. Akif’in lisan tutkusu da çok önemli bir noktadır. Akif iflah olmaz bir lisan aşığıdır. Lisan onda çalışma azmini ifade ediyor. Akif kadar Türk edebiyatında yetenek avcısı olan başka bir insan daha yoktur. Akif tam bir yetenek avcısıdır. Akif’in ilim tarihine kaydettiği insanların sayısı ciddi bir rakamdır. İşini ahlakıyla dürüstçe yapan kişileri ciddiye alan bir şahsiyettir. Edebiyata edebi sokan bir insandır. Ona göre ahlak, edebiyatın aynası olmak zorundadır. Sosyal medyada Akif’in cumhuriyet rejimi veya herhangi bir felsefe ya da akımla bağdaştırılmasına ya da düşman gibi gösterilmeye çalışıldığına şahit oluyoruz. Akif bunların çok ötesinde bir şahsiyettir. Kişi nasıl önemli bir şahsiyet olur? Mesela Sokrates neden önemli biridir? Sokrates felsefesi uğruna yaşamış ve bu uğurda ölmüş biridir. Bir felsefe uğruna hayatınızı ortaya koyarsanız o zaman önemli şahsiyet olarak anılırsınız. Akif’in de kişiliği, dönemini yansıtması ve edebi eserleri onu büyük bir şahsiyet yapıyor.” ifadelerini kullandı.

Panel, Rektör KORKMAZ’ın, panelistlere teşekkür etmesi ve anmalık takdim etmesinin ardından son buldu.

Görseller