Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi | Mehmet Akif Ersoy Uygulama ve Araştırma Merkezi

10 Kıta 1 Vatan, İlelebet İstiklal Söyleşilerinde Akif’le Yaşamak Anlatıldı

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Mehmet Akif Ersoy Uygulama ve Araştırma Merkezinin düzenlediği İstiklal Marşı’nın Kabul Edilişinin 100. Yılında 10 Kıta 1 Vatan, İlelebet İstiklal Söyleşilerinin bu haftaki konuğu Mehmet Akif Kültür ve Sanat Vakfı ve Mehmet Akif Ersoy Uygulama ve Araştırma Merkezi Danışma Kurulu üyesi Mehmet Rüyan Soydan oldu.

Moderatörlüğünü Mehmet Akif Ersoy Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Canan Olpak Koç’un yaptığı “Akif’le Yaşamak” adlı söyleşide Akif’in sadece şair değil aynı zamanda fikir ve düşünce adamı olduğunu belirterek sözlerine başlayan Soydan, Akif dostluğunun ancak O’nun fikirlerini anlamakla, sanatını, irfan dünyasını bilmek,  fikriyatını anlamak ve idrak etmekle olabileceğini ifade etti.

Soydan konuşmasında, “Akif’in anlaşılabilmesi için Safahat’ına, İstiklal Marşı’na, yazılarına, yaptıklarına ve hayatına bir bütün olarak bakmak gerekmektedir.  Akif’te dört kademeli zihniyet vardır.  Bunlardan birincisi Akif’in sağlam itikat yapısı, ikincisi din anlayışından oluşan ahlak, üçüncüsü toplumculuk ve vatanperverlik, dördüncüsü ise çalışmaya verdiği önemdir. Akif’in İslam itikadı Kur’an merkezli olup, hurafelerden ve şekilcilikten uzak, akılcı ve ahlak temellidir. Bu itikadın kaynağı dinin geleneksel yapısı değil direk Kur’an kendisinden alınmıştır. Akif’te dinin asıl hedefini doğruluk, adalet, ahde vefa, şefkat, kanaat, merhamet gibi değerler oluşturmaktadır. Akif, hedefini kaybetmiş İslam düşüncesinin Kur’an merkezli olarak yeniden şekillenmesi gerektiğine inanmaktadır. Akif’e göre kültürle din çok ayrı şeylerdir. Akif,  sadece şahıs ahlakında değil aile, iş, ticaret, toplumsal ve devlet ahlakı gibi konularda asla taviz verilmeyeceğine inanmıştır.

Akif fazilet, ahde vefa, mertlik, dürüstlük, fedakârlık gibi ahlaki değerleri şiirine yansıtmış, ne yaşadıysa onu yazan Akif,  bu değerlerin hepsinin hayat bulmuş halidir. Seyfi Baba, Küfe, Hasta gibi eserlerinde topluma karşı olan mesuliyet kaygısıyla toplumun acılarını anlatmış; vatan ve topluma hizmet için ailesinden, mesleğinden, varından yoğundan fedakârlık yapmıştır. Akif, fertten daha çok toplum hizmetine önem vermiştir. O çalışarak, azmederek, sebat ederek sıkıntıların üstesinden gelineceğine inanmış, miskinlik ve tembellik yapmanın milleti geriye götüreceğini düşünmüştür. İslam toplumlarındaki geri kalmışlığı miskinlikte bulmuş ve çalışmayan toplumların yaşamayı hak etmediğine inanmıştır” dedi.

Soydan konuşmasının ikinci bölümünde Akif’le tanışmasını ve sonrasında Akif koleksiyonerliğine giden süreci anlattı. Soydan; “Akif merakım 2003 yılında bir sahaftan Mithat Cemal Kuntay’ın ‘Mehmet Akif’ adlı eserini okumamla başladı. Bu eserde bambaşka bir Akif gördüm, Akif ruhunu en iyi yansıtan kitabın bu olduğunu düşünüyorum. O zamana kadar sadece Akif’in İstiklal Marşı’mızın şairi ve ahlaklı bir insan olduğunu biliyordum. Mithat Cemal’in kitabını okuduktan sonra Akif ile ilgili diğer kitapları da sahaflardan alıp okumaya başladım. Akif’i daha iyi anlayabilmek için öncelikle Eşref Edib, Hasan Basri Çantay gibi yakın arkadaşlarının kaleme aldığı hatıratları okuyarak devam ettim. Daha sonra aldığım kitapların 35 tane olduğunu fark ettim. Sonrasında sahaflardan biri bana bir PTT tarafından basılan Akif ilk gün zarfı hediye etti. İlk kez gördüğüm bu obje çok hoşuma gidince, daha başka bir şeyler var mı diye araştırmaya başladım. Koleksiyoner olma hedefim olmamasına rağmen hoşuma gittiği için Akif ile ilgili her şeyi toplamaya başladım. Eskiden sahaflara çok sık hatta haftada iki gün gittiğim olurdu. Şuan evimde Akif ile ilgili 750 kitap mevcut. Ayrıca elimde Akif’in yazdığı 50’den fazla mektubu var. Akif’in ailesiyle ilgili çok fazla belgeye ve bilgiye ulaşamadım ancak torunları rahmetli Ferda Hanım’ı tanıdım. Selma Argon ile hâlâ görüşüyoruz. Bana kendilerinde bulunan Akif’in seccadesi, köstekli saati, bazı resim ve mektuplarını verdiler. Bugüne kadar her isteyenle bu topladıklarımı paylaştım. Ama bunlar özel belgeler ve eşyalar olduğu için hassas bir şekilde davranmak, özel koşullarda saklamak gerekiyor. Bu çok kıymetli parçaların zarar görmemesi için bundan sonra isteyenlerle mümkün olduğunca sanal ortamda paylaşma kararı aldım. Mehmet Akif Ersoy’a ait bazı belgeleri üniversiteniz bünyesinde çıkarılan salnamelerde de yayınladık ve yayınlamaya devam edeceğiz” dedi.

Soydan’ın konuşmasından sonra program, dinleyenlerin soruları ve memnuniyet dilekleriyle sona erdi.