Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Mehmet Akif Ersoy Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen İstiklal Marşı’nın Kabul Edilişinin 100. Yılında 10 Kıta 1 Vatan, İlelebet İstiklal Söyleşileri devam ediyor.
MAKÜ Mehmet Akif Ersoy Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin düzenlediği 10 Kıta 1 Vatan, İlelebet İstiklal Söyleşileri kapsamında moderatörlüğünü Merkez Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Canan Olpak Koç’un yaptığı söyleşiye şair ve yazar Mustafa Özçelik konuşmacı olarak katıldı.
Youtube ve Zoom uygulaması üzerinden gerçekleştirilen ‘İstiklal Marşı’nın Anlam Dünyası’ konulu söyleşide İstiklal Marşı’nın tam anlamıyla anlaşılabilmesi için öncelikle Mehmet Akif Ersoy’u tanıyıp anlamak gerektiği; ancak bu şekilde İstiklal Marşı’nın tam olarak anlaşılabileceği ifade edildi. İstiklal Marşı’nın yazılış gerekçesinin Anadolu’nun zorlu mücadelesinde umudunu yitirerek dağınık bir halde bulunan milleti uyandırmak ve birlik beraberlik içinde umutları alevlendirebilmek olduğuna dikkat çekilen söyleşide, İstiklal Marşı’nın sadece bir şiir değil; direniş ve diriliş destanı olduğu, umutsuzluğa düşen milletin kendi küllerinden doğacağının da göstergesi ve işaretlerini barındıran İstiklal Marşı’na sadece iki günde yazılan bir şiir olarak bakmanın yanlış olacağı; Akif’in ömrünün eseri olarak bakılması gerektiği dile getirildi.
İstiklal Marşı’nın aynı zamanda bir istikbal yani geleceğin marşı olduğu üzerinde durularak, o günkü değerlerin korunup geleceğe aktarımı yapılırsa anlam kazanacağı; yoksa istiklalin tehlikeye düşeceği görüşünde, İstiklal Marşı’nın çok duyarlı ve bilinçli bir şekilde okunması gereken bir belge konumunda olduğu ifade eden Yazar Mustafa Özçelik, Mehmet Akif’in “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” sözlerinde belirttiği gibi marş, gençlerin zor günlerde rehber edinebileceği bir yol haritası niteliğinde ömürlük bir ebedi metindir. Mehmet Akif’in şiirlerine ve yazılarına bakıldığında hep biz duygusuyla yazarak toplumun, milletin, devletin değerlerini ve çektikleri sıkıntıları yansıttığı görülmektedir. İstiklal Marşı’nın da bu biz duygusuyla kaleme alındığı, İstiklalin milletin elinden alınmasının mümkün olmadığı ve o günün Türkiye’si düşünüldüğünde ortaklaşa ve hiçbir tereddüde düşülmeden kabul edilen adeta milli bir bildirge olarak kabul görülmüştür. Akif’in milli mücadeleye kayıtsız kalamayarak verdiği vaazlar, kaleme aldığı yazılar ve Anadolu’yu şehir şehir gezip halkı mücadeleye teşvik edici faaliyetleri onu milli mücadelenin manevi kahramanı haline getirmiştir. Akif’in Safahat adlı eserinde iki batı bulunmaktadır. Bunlardan biri emperyalist, diğeri de ilim ve fen yönünden gelişmiş olan batıdır.” ifadelerini kullandı.
Son olarak Akif’in çok yönlü şahsiyeti üzerinde durularak sporculuğu, musiki severliği, sözünde duruşu, haksızlığa gelemeyişi, üç dil bilmesi gibi meziyetlerinden bahsedilen ve oldukça verimli geçen söyleşi sorulan soruların cevaplandırılmasıyla sona erdi.